SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5028 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا ابْنُ أَبِي ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْعُطَاسَ وَيَكْرَهُ التَّثَاؤُبَ فَإِذَا تَثَاءَبَ أَحَدُكُمْ فَلْيَرُدَّهُ مَا اسْتَطَاعَ وَلَا يَقُلْ هَاهْ هَاهْ فَإِنَّمَا ذَلِكُمْ مِنْ الشَّيْطَانِ يَضْحَكُ مِنْهُ

 

Hz. Ebu Hureyre'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 

"Muhakkak ki Allah aksırmayı sever, esnemekten hoşlanmaz. Binaenaleyh, biriniz esne(mesi gel)diği zaman elinden geldiğince onu önlemeye çalışsın. (Esneyip de ) hâh... hââh... diye ses çıkarmasın. Çünkü bu şeytandandır. Şeytan buna güler."

 

 

İzah:

Buhari, edeb; Tirmizî, edeb; Ahmed b. Hanbel, II, 265, 428, 517.

 

Allah (c.c.) esnemeyi sevmez. Çünkü esneme bejene arız olan ağırlıktan ve duyu organlarında meydana gelen gevşeklikten doğar. İnsana gaflet, tenbellik verir. Anlayı­şı zayıflatır. Bu yüzden Allah (c.c.) onu sevmez. Şeytansa işine yaradığı için onu çok sever.

 

Aksırmak ise, vücutta fazladan olan lüzumsuz salgıların atılmasına, bu ifrazatın atılması neticesinde vücudun ve dimağın hafiflik kazan­masına, ruhun zindeleşmesine, duyu organların kuvvetlenmesine se­bep olduğu için Allah onu sever, şeytansa sevmez. Ancak, Allah'ın sev­diği aksırma nezle sebebiyle olan aksırma değildir. Nezle sebebiyle mey­dana gelen aksırmalar bir nevi rahatsızlıktan doğduğu için makbul değil­dir. Bununla beraber, imam Nevevî hangi sebeble olursa olsun aksıran bir müslümana "yerhamükellah: Allah sana rahmet etsin" diye duada bu­lunmak müstehabdir, demiştir. Biz bu mevzudaki görüşleri (5030) nu­maralı       hadis-i       şerifin      şerhinde       açıklayacağız;       inşallah.

 

"Hadis-i şerifte esnemenin şeytandan olduğu haber verilmektedir. Es­nemenin şeytandan olmasından maksat, şeytanın bundan memnun olması ve bunu çok arzu etmesidir. Bir başka ifadeyle esnemenin şeytana izafe edilmesindeki izafet, riza ve irade izafetidir. Yani şeytanın rızası ve ira­desi sebebiyle esneme, ona izafe ve nisbet edilmiştir.

 

İbnü'l-Arabî'nin açıklamasına göre aslında şeriat her çirkin işi şeyta­na nisbed eder. Çünkü şeytanın işi insanın çirkin işler yapmasına vasıta olmaktır. Hayırlı işleri de meleğe nisbet eder. Çünkü meleğin işi insanın hayırlı işler yapmasına vasıta olmaktır.."

 

Buhari sarihi Bedriiddin Aynî de metinde geçen "Biriniz esn(mesi gel)diği zaman elinden geldiğince onu önlesin" cümlesini açıklarken şöyle der:

 

"Esnemesi gelen kimse ya eliyle ağzını kapatarak, dudaklarını kapata­rak, esnemeyi önlemek suretiyle, şeytanın esneme esnasında yüzde mey­dana gelen çirkinliği görerek gülüp sevinmesine ya da şeytanın ağız boş­luğundan sızarak içeri girmesine[Bknz. 5026 numaralı hadis] fırsat vermemeli, esneme esnasında çıkan sesini alçaltmalı, esnemenin en kısa zamanda sona ermesine çalış­malıdır.

 

Aksırmanın da kendine göre edepleri vardır. Bunları şu şekilde özetle­yebiliriz:

 

1. Aksıran kimse elden geldiğince sesini alçaltmalı,

 

2. Aksınnca elhamdülillah demeli,

 

3. Yüzünü eliyle kapatarak, ağzından ve burnundan saçılan salgıların sağa sola yayılmasını önlemeli,

 

4. Etrafında bulunan kişilerin üzerine doğru aksırmaktan kaçınmalı dır."